İLAHİ DİNLERİN BİR ARADA YAŞADIĞI HATAY’DA İDİM

İLAHİ DİNLERİN BİR ARADA YAŞADIĞI HATAY’DA İDİM… Dünya’nın başka hiçbir yerinde olmayan; İlahi dinlere mensup bir çok insanın bir arada kardeşçe yaşadığı ve ülkemize sonradan katılan şirin illerimizden Hatay (Antakya) İline 4 günlük ziyarette bulundum. 20 Yaşındaki Asker torunum Tolga Can Yazıcılar’ın ; Hatay-Serinyol 121’ci İl Jandarma Alay komutanlığında 28.11.2014 Tarihinde düzenlenen görkemli yemin töreni..

Tarih : Okunma : 28 Defa Okundu... Yorum Yap

İLAHİ DİNLERİN BİR ARADA YAŞADIĞI HATAY’DA İDİM…

Dünya’nın başka hiçbir yerinde olmayan; İlahi dinlere mensup bir çok insanın bir arada kardeşçe yaşadığı ve ülkemize sonradan katılan şirin illerimizden Hatay (Antakya) İline 4 günlük ziyarette bulundum.

20 Yaşındaki Asker torunum Tolga Can Yazıcılar’ın ; Hatay-Serinyol 121’ci İl Jandarma Alay komutanlığında 28.11.2014 Tarihinde düzenlenen görkemli yemin töreni için gitmiş olduğum bu ile; konaklamak için (emekli eğitimci olmam) ve doğal olarak Öğretmenler evinde 3 gün kaldım.

Elbette ki benim için en güvenilir yerin kendi evim gibi gördüğüm ve rahat ettiğim Öğretmenler evini tercih etmeliydim. Uçakla Trabzon-Adana oradan da 3 saatlik otobüs yolculuğu yaparak Hataya ulaştım. Akşam olmuş ve yağmur iyiden iyiye yağıyor, hava da oldukça soğuktu. Otogardan servise bindim. Bazen dar bazen de çok geniş sokak ve caddelerden geçerek Öğretmen Evinin bulunduğu kavşağın köşesinde durdu ve servis şoförü buradan inmemi söyledi. Biz iç caddelere giremeyiz dedi. Bana da o karanlıkta parmağıyla şuradan karşıya geçin ve direk devam edin dedi. Ben de onun dediği gibi o geniş caddeden yürüdüm. Caddenin başında devasa güzel bir bina. Başımı kaldırdım büyük harflerle yazılan Hatay Öğretmen evini buldum ve hemen içeri daldım.

İçeri girer girmez sanki kendi evime girmiş gibi mutlu oldum. Danışmada güler yüzlü bay ve bayan vardı. Hoş geldiniz hocam dediler. Daha önce yerimi ayırdığım için hemen odamın anahtarını bana uzattılar. Ben de teşekkür ederek anahtarı aldım ve odama çıktım. Odam çok temiz ve ferahtı. Beş dakika dinlenip, üstümü değiştirip karnımda acıktığı için hemen yemekhaneye yöneldim. Yemekhaneden güzel Akdeniz mutfağının yemek kokusu geliyordu. Yemeğimi aldım ve masaya oturdum. Yemeğimi yedikten sonra, ücreti alan satın alma memuru Cuma bey ile tanıştım. Çay ikram etti. Sohbetimiz bir süre devam etti. Cuma bey Karadeniz’e hiç gelmemiş ancak çok merak ettiğini TV’lerden izlediğini ve çok güzel yerler olduğunu söyledi. Ben de kendisine ‘’Ölmeden önce mutlaka her türkün Karadeniz’i bir defa görmesi gerekir’’ dedim. Kendilerini Rize’ye davet ettim.

Çevre de dolaşan , her tarafı kontrol altında tutan, sürekli hareket halinde olan, personele talimatlar veren, hatta zaman zaman kapıdan girenleri karşılayan uzun boylu yakışıklı bir kişi dikkatimi çekti. Sonra bir ara Müdür odasına yöneldim kapıyı çaldım ve o adam karşıma çıktı. İşte o adam Müdür Hayri Yüksel’di. Selam verdim, hemen ayağa kalkarak bana doğru geldi ve 40 yıllık dost ve arkadaşmışçasına kucaklaştık. Oturdum hemen çayımı söyledi. Tanıştık ve derin bir sohbete daldık. Kaldığım süre içerisinde her zaman bana hocam rahat edebildiniz mi? Her hangi bir isteğimin olup olmadığını her daim sordu. Bu beni çok mutlu etti. Son akşam torunum Tolga ile kaldıktan sonra sabah ayrılacaktık . Akşam son kez sayın Müdür Hayri Yüksel Kardeşim bana Öğretmen evimizi nasıl buldunuz dedi ve bir değerlendirme aldı benden. Ben de kendisine başta temizliğin çok iyi olduğunu ve yemeklerden tutun tüm

personelinin seçkin insanlardan oluşması, güler yüzlü, keşke zamanım olsa da burada daha fazla kalabilseydim. Dedim.

Sonuç olarak benden söylemesi: Öğretmen olun ya da olmayın Antakya Öğretmen evi herkese açık olan bir mekan. Kendi eviniz gibi rahat edersiniz.

Yeşil Rize’den Antakya Öğretmenevinin; Başta değerli kardeşim, dostum Müdür Hayri Yüksel Beye ve Cuma bey olmak üzere tüm çalışanlarına selam ve sevgilerimi gönderiyorum.

Orhan Yazıcılar

Gazeteci-Yazar (Emekli Öğretmen)

İlk yorumu siz yazın

betnis giriş
betnis
yakabet giriş