KASIM AYININ ÖNEMİ VE ESKİ TÜRKLER

KASIM AYININ ÖNEMİ VE ESKİ TÜRKLER Kasım ayı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 10 Kasım 1938’de vefatı nedeniyle ağırlıklı olarak Atatürk haftası olarak kutlanır. 1881’de Selânik’te doğan Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanıdır. I. Cihan Harbi’nin ardından ordu müfettişi vazifesiyle Samsun’a çıkıp, Millî Mücadele’nin başına geçti. 1923’den 1938’e kadar bir dizi inkılâbı gerçekleştirdi. İstanbul Dolmabahçe..

Tarih : Okunma : 30 Defa Okundu... Yorum Yap

KASIM AYININ ÖNEMİ VE ESKİ TÜRKLER

Kasım ayı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 10 Kasım 1938’de vefatı nedeniyle ağırlıklı olarak Atatürk haftası olarak kutlanır. 1881’de Selânik’te doğan Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanıdır. I. Cihan Harbi’nin ardından ordu müfettişi vazifesiyle Samsun’a çıkıp, Millî Mücadele’nin başına geçti. 1923’den 1938’e kadar bir dizi inkılâbı gerçekleştirdi. İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda, 10 Kasım 1938’de vefât eden Atatürk, Ankara’da Etnografya Müzesi’ne, 1953 yılında da Anıtkabir’e nakledildi. Bu arada canım anne Seher Mete Kavalcı hanımefendi’de 10 Kasım 1926 yılında İzzet ağa Osman Mete’nin konağında dünyaya gelmiş. Anlayacağınız, cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Atatürk’ü rahmetle anacağız, annemin de 89 doğum gününü bu tarihte tebrik edeceğiz. Dünya böyle kimisi aynı tarihte vefat eder, başka birisi o tarihte doğar.

Gelelim Kasım ayının mevsimsel konumuna. Bir sene, Hızır Günleri (Yeşil Mevsim) ve Kasım Günleri olmak üzere ikiye ayrılır. Mayıs ayının 6’sında Hızır Günleri ile yaz başlar ve 186 gün sürerek, 7 Kasım’da sona erer. Kasım Günleri de, Kasım ayının 8’inde başlar, Şubat ayının 29 çektiği yıllarda 180 gün, diğer yıllarda ise 179 gün sürer. Hızır Günleri yaz devresini, Kasım Günleri de kış devresini gösterir. Kasım Günleri’nin başlamasından birkaç gün sonra gelen, Pastırma Yazı denilen sıcak günlerin sonunda, havalar iyice soğumaya başlar.

ESKİ TÜRKLER; 17. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin topraklarını gezen bir Fransız yazarı o zamanki yaşayışı, hatıralarında şöyle anlatmaktadır:

“Türkler, genellikle uzun boylu insanlar. Bedenleri ölçülü. Avrupalılarda görülen kusurlar onlarda göze çarpmıyor. “Türk gibi kuvvetli” sözü boşuna değil. Gerçekten sağlam yapılı insanlar. Ayrıca, elbiseleri de onları uzun boylu gösteriyor, bedensel kusurlarını gizliyor. Türkler yıkanmayı sevdikleri için hem temiz hem de sağlıklıdırlar. Bu gelenek dolayısıyla, İstanbul’da çok güzel hamamlar var. Hatta Türklerin yaşadıkları en uzak kasabalarda bile hamam bulunur. Zengin ve yoksul bütün insanların hamamları aynı biçimde yapılır. Aralarındaki fark, yalnızca süslemededir.

Türkler, midelerine düşkün insanlar da değiller. Oburluk yüzünden iflas etmiş bir Türk’e rastlayamazsınız. Az gıdayla yetinirler. İyi bir aşçıbaşı, bu ülkede zengin olamaz. İşin gerçeği, herkes yemek pişirmeyi biliyor…” (Jean de Chevenot)

İlk yorumu siz yazın

betnis giriş
betnis
yakabet giriş