BALIK SANDI YILAN ÇIKTI 2.BOLÜM ÇOCUKLUĞUM VE BEN

Birinci bölümden devam eden yazı dizisi  Küçükken derelerde çok balık tutardık. Bir tarafı keser, diğer taraftan elle balık avına çıkardık. Bezende lükslerle kayalıkların dibine elle balıkları yakalardık. Derelerin baş tarafından çim bağı ve kayalıkları naylonlarla taşlardık su akmasın diye suyun yönünü başka tarafa çevirirdik. 2.BOLÜM BALIK SANDI YILAN ÇIKTI Hatıralarımda ayrıca Değirmendere mahallesinde bulunan derede..

BALIK SANDI YILAN ÇIKTI 2.BOLÜM ÇOCUKLUĞUM VE BEN
Tarih : Okunma : 39 Defa Okundu... Yorum Yap

Birinci bölümden devam eden yazı dizisi  Küçükken derelerde çok balık tutardık. Bir tarafı keser, diğer taraftan elle balık avına çıkardık. Bezende lükslerle kayalıkların dibine elle balıkları yakalardık. Derelerin baş tarafından çim bağı ve kayalıkları naylonlarla taşlardık su akmasın diye suyun yönünü başka tarafa çevirirdik.

2.BOLÜM

BALIK SANDI YILAN ÇIKTI

Hatıralarımda ayrıca Değirmendere mahallesinde bulunan derede ada kesip balık tutardık. Oda olmazsa olta ile balık avına çıkardık. Tutardık da tavalısı güzel olurdu. Hatta o güzelim derelerden su bile içerdik arkadaşlarla bazen derelerde göller olurdu orada yüzerdiler. Oda olmazsa kendimiz taşlarla etrafı çevirir göy yapardık. Dere geldiği zaman o göllerimizi sil baştan yapardı.

A

AMCA

AMCAOĞLU ALİ DİLİ VE KIZ KARDEŞİM ASUMAN DİLİ

NOT: Evin önündeki bahçe duvarının önünde yaprakların arasında Jüpiter marka üsten bakmalı fotoğraf makinemden bu fotoğrafı çekmiştim.

Hiç unutmam bir gün elle balık tutuyorduk kayaların dibinde elimizi uzatıp elle balık tutardık. Arkadaşımız Eyüp Karakan bir kayanın dibine elini soktu bağırmaya başladı büyük bir balık tuttum dedi. Çıkar diye bağırdık elini çekerken derenin o kısmındaki su bulanıyordu yani bakın dediği büyük bir balık olacak ki kumları dağıtıyordu. Birden dışarı elini çıkardığında birde ne görsün Ana diye bağırırken elindekinin büyük bir yılan olduğunu fark etti ve fırlattı. O gün Bu gün yılandan tiksinmesi hala devam eder. Kendisini gördüğümde Eyüp dedim: Durumu anlattım yine suratının ekşimsi gibi olduğunu fark ettim. Yılandan bahsetmedim kendi anladı. Adımı yazabilirsin dedi. Bende yukarıda ismini ekledim. Bunu da atlamayayım dedim

Yine Zihni Derin ortaokulun Emin ettin mahallesi kısmında bir tahtadan körü yaptılar duvarın dibinde taş aralıkları vardı oralarda hayli balıklar olurdu yoklardık.

O zamanlarda derelerin kenarlarında fındıklar olurdu koparıp yerdik.

Karakanlarının Evlerinin dibinden Irmak akardı. Derenin yukarısından oradaki değirmene su aldılar. Değirmen çalışırdı. Çevreden un öğütmeye gelirdiler. Değirmenin çarkında, arkında da bolca iri balıklar olurdu. Oltalardık balık tutmak için ara sıra kancalarımızı değirmenin çarkına kaptırırdık. Misinamız kesilmek zorunda kalırdı.

Değirmendere köprüsünden Alttaki dereye Köprünün üstünden mahalledeki çocukluk arkadaşlarla olta atardık derenin dibinde göllenme olurdu. Orada da balık avlardık. Mustafaların da değirmenleri vardı. Ev kapısının içerisindeydi Avlu gibi yerdi oraya arada giderdik.

Balık olayında Rize’de iskele bulunurdu. Bayağıda uzundu ufak gemiler o zamanın motorları, mavna dediğimiz yük motorları vardı gemilere iskeleden yük taşırdılar. Yolcu gemisi geldiği zaman beyaz vapura,  İskeleden yükler ve yolcular motorlarla, kayıklarla giderdiler. İskelenin resimleri Eski Rize resimlerinde görünür. Herkes o iskelenin üzerinden, yanından, kıyısından, kenarından, merdiveninden balık tutardı.

Ağabeyimde beni peşine alır balık tutmak için o iskeleye giderdik. Ağabeyim üsten oltayı atar balık geldi mi alttan ben torbaya koyardım. Boş çekti mi alttan ben kancaya yem takardım. Daha sonraları bende kendi başıma balık tutmaya başlamıştım. Önce derelerde sonra denizde.

Hiç unutmam sinema bitiminden sonra iskeleye giderdik. Oradan kayığa binerek kürek çekerek Rize limanına doğru giderdik. Bazense Liman arkasına kürek çekerdik. Çaparılarla rastgele yapardık. Bolca balıkla dönerdik. Sinemanın önüne gidip balıkları oradaki arkadaşlara da verirdik.

Şimdi o anlar hep geride kaldı

Birde öğrencilik zamanımda ilkokul Sabahçı, öğlenciydi.  Öğlende okuldan çıktım mı doğru babamın çalıştığı Kıbrıs Palasa otel ve Kıraathanesine giderdim. Çay ocağına bakardı. Çok da iyi çay demlerdi. Bana Kuru fasulyeli pilav söylerdi. Sonrada 2.5 lira harçtık verirdi.

NECATİ DİLİ

DVAMI VAR.

İlk yorumu siz yazın

betnis giriş
betnis
yakabet giriş