Zeki Mayi Rize Gündemini TV53’de değerlendirdi. Milliyetçi Hareket Partisi Rize Eski İl başkanı Salih Zeki Mayi Tv53’de yayınlanan Gazeteci Turgay Ayhan’ın sunduğu Bir Başka konu’da gündeme dair öneli açıklamalarda bulundu. Uzun yıllar Milliyetçi Hareket Partisi İl başkanlığı yapan Zeki Mayi geçmiş dönemde en çok eleştirdikleri Ak Parti ile yapılan ittifakı değerlendirdi. Uzun zamandır eğitim için..
Zeki Mayi Rize Gündemini TV53’de değerlendirdi.
Milliyetçi Hareket Partisi Rize Eski İl başkanı Salih Zeki Mayi Tv53’de yayınlanan Gazeteci Turgay Ayhan’ın sunduğu Bir Başka konu’da gündeme dair öneli açıklamalarda bulundu.
Uzun yıllar Milliyetçi Hareket Partisi İl başkanlığı yapan Zeki Mayi geçmiş dönemde en çok eleştirdikleri Ak Parti ile yapılan ittifakı değerlendirdi.
Uzun zamandır eğitim için Kosova’da bulunan Mhp Rize eski il başkanı Zeki Mayi, “Milliyetçi Hareket Partisine yaklaşık 40 seneye yakın bir hizmetimiz oldu. Son 20 yıldır hepimizin bildiği bir AKP gerçeği var. Başında da Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanımız var. Dolayısıyla kendisinin belirlediği bir proje doğrultusunda Türkiye’de Milliyetçi Hareket Partisiyle arasında çok ciddi kavgalar tartışmalar, oldu. Sonuç itibariyle 15 Temmuz’dan sonra Milliyetçi Hareket Partisi’nin genel başkanının İktidarın yanında Cumhur ittifakıyla beraber hareket ediyor. Bana göre şahsi fikrim Türk Milliyetçiliğinin siyasi hareketi dün rahmetli Başbuğumuzdan gördüğümüz, Türkiye’nin sıkıntıya düştüğü zaafa düştüğü, devletin otoritesinin boşluğa düşeceği hissedildiği an Milliyetçi Hareket Partisi her zaman iktidarı desteklemiştir. “
DEVLET BAHÇELİ’NİN HÜKÜMETİ DESTEKLEMESİNİ ANLAYABİLİYORUM
Milliyetçi Hareket Partisi’nin yapılan ittifaka rağmen bürokraside etkin olamadığını iktidarın tek başına hareket ettiğini ifade eden Mayi: “Bir tanesini hatırlatmak gerekirse, CHP’nin iktidarda olduğu dönemlerde Meclis başkanını seçemiyorduk, arada çok tartışmalar olmasına rağmen MHP’nin desteğiyle Millet adına Devlet adına Meclis Başkanı seçildi. Dolayısıyla şuanda Devlet Bahçeli’nin hükümeti desteklemesini anlayabiliyorum. Fakat bunda da biraz geç kaldığını düşünerek Ülkücülerin Türk siyasetinde belirleyici olmalarını istiyorum. En azından bürokrasiyle, neticede sizinle biz karşılıklı bir anlaşma yapıyoruz. Karşılıklı anlaşmada bir taraf kazanmaz. Sadece bir tarafın menfaatleri düşünülmez, sadece bir tarafın çıkarları hesap edilmez. Karşılıklı bir anlaşma var sa iki tarafında menfaatleri söz konusu olmalıdır. Gördüğümüz kadarıyla MHP’nin bakanlıklarda MHP’nin bürokraside çok fazla bir etkisinin olmadığını görüyoruz. Dolayısıyla iktidar bu işi kendisi götürüyor.” Şeklinde konuştu.
İYİ PARTİ KONJEKTÖRÜ YAKALDI
Ülke genelinde bir yeni oluşuma ihtiyaç olduğuna değinen Mayi “Bir yandan da ortaya çıkan bir boşluk var. Ortaya çıkan bu boşluğu doldurmaya çalışan İyi Parti Konjektörü yakalamış, Rize’deki kongresi de gerçekten takdire şayan bir programla arkadaşların gayretleriyle yapıldı. Siyasete bir renk, siyasete bir kalite getirecek tarz da bir program oldu. İyi Parti gündem de. Onların dışında yeni kurulan Deva Partisi ve Gelecek Partisi de var. İktidar partisinin Cumhurbaşkanı’nın yeniden orada kalmasının alt yapısı gibi ortaya çıkmaz. Muhalefetin sesinin yükselmesi gerekir. 20 senelik iktidarın gerçekten Türkiye’ye kazandırdıkları birçok şey var bunu kabul ediyoruz, ama yereldeki siyasetçilerin biraz bu işlerle ilgili sanki çok şımarık davrandıkları, hoyrat davrandıkları, dolayısıyla seçmenin de bu konudan rahatsızlık duyduğunu gözleyerek bir yeniliğe ihtiyacın olduğunu artık ortaya konulması gerektiğini de şahsen ben kendim düşünüyorum. “ dedi.
ERKEN SEÇİMİ GÜNDEME GETİRMEK ÇOK ZOR
“Erken seçim hazırlığı yapılıyor gibi, ama bu işin kararını verecek olanlar kendi içindeki durumu rehabilite etmesi gerekiyor. Erken seçimi gündeme getirmek bu şartlarda çok zor. Belki yeni bir yasal düzenleme yeni bir seçim kanunu, yeni bir program yeni kurulan partiler gibi, yarın yeni bir anlayışın temsilciler gibi olmaz da gerçekten milletin sorunlarına çözüm üretecek bir politikayla öne çıkarlarsa belki seçim gündeme gelebilir, ama şu anki durumda böyle bir şeyi ön görmüyorum.”
ZİYA ALİM’İN GENEL MÜDÜLÜĞE ATANMAMASI RİZELİ SİYASETÇİLERİN AYIBIDIR
ÇAYKUR Genel Müdürü olarak yaklaşık iki yıldır Genel Müdür vekiliği yapan Ziya Alim’in atanmamasının yerel siyasetçilerin ayıbı olduğunu söyleyen MHP Rize Eski İl başkanı Zeki Mayi “Şuan da Genel Müdür vekili olan Yusuf Ziya Âlim, Rize’de yetişmiş Rize’de büyümüş ve ÇAYKUR’un geleneklerinden gelen birisi. Dolayısıyla ÇAYKUR’da yetişe yetişe, pişe pişe, Genel Müdürlüğe kadar gelen vekil de olsa bir arkadaşımızın iki yıldır atanmaması Rizeli siyasetçilerin bana göre ayıbıdır. Ben kedisiyle hiçbir masa da oturup hiçbir sohbet etmiş birisi değilim. Pek bir hukukumuz yok. Ama takip ettiğim kadarıyla koskoca ÇAYKUR gibi bir Genel Müdürlüğü başında oturan bir insanı iki yıldır vekil olarak tutuyorsanız bunu çok şekilde yorumlayabiliriz. İyi niyetle yorumlarsak yerel siyasetçilerin basiretsizliği olarak yorumlayabiliriz. Fakat yerel siyasetçiler bu konu bizi aştı diyorlarsa Ankara üzerinden bakarsak o zaman çay üzerinden bir hesabın, bir programın varlığı olduğunu görürüz. Bu program da Rizelinin yani çay üreticisinin hayrına vesile olmayacağının bir işaretidir. Her iki taraftan da baktığımız zaman ortaya çıkan sonuçtur. En son yeni bir düzenleme yapıldı. “ dedi.
ÇAYIN OLMAZSA OLMAZI GÜMRÜK DUVARIDIR.
“Çayın olmazsa olmazı, tabiri caizse çayın Kâbe’si dediğim gümrük duvarına bugüne kadar ne olursa olsun çayın gümrük duvarına dokunulmaması lazım. Çayın değeri çayın olmazsa olmazı gümrük duvarıdır. Dünya da 45 tane çay ülkesi var. 45 çay ülkesinin içerisinde gümrük duvarı yüzde 2 buçuk, ve yirmi beş arasıdır. Yani örnek olarak Kenya’da çay üretiyorsanız Kenya’da çay gümrük duvarı yüzde 2 buçuktur. En yükseği ise yüze 25 dir. Dünya da yüzde 145 olan çay gümrük tutarı tek ülke Türkiye’dir. “
ÇAY KANUNU DİYEREK ALGI OPERASYONU YAPIYORLAR
“ÇAYKUR’u aslında ÇAYKUR’da çalışan ÇAYKUR’da bürokrat olan ve ÇAYKUR’u iyi bilen bir çok insan var orada onların iradesine teslim etseler, özel bir statüye kavuştursalar yani kamu iktisadi teşebbüsü olan ÇAYKUR’u kamu iktisadi kuruluşuna dönüştürüp, özerk bir statüye kavuşturup, bugün Tük Havayollarında olduğu gibi, bir özel statü noktasına getirilmesi oradaki iradenin temsiline bıraksalar, ÇAYKUR zarar eden bir kurumdan kar eden bir kuruma geçebilir. Ama siyasi irade orayı arka bahçesi olarak gördüğünden dolayı, sendikasına kadar müdahale ettiği bir bahçe olarak gördüğünden dolayı, ÇAYKUR burada zarar ediyor.
Varlık fonuna devredilme meselesi de ayrı bir sıkıntı. Dünya’nın birçok ülkesinde varlık fonu vardır. Ama varlık fonuna devredilen kuruluşların hepsi kar eden kuruluşlardır. Şimdi ÇAYKUR’u zarar ettiriyorsunuz, aynı zaman da da varlık fonuna devrediyorsunuz. O zaman ortaya şöyle bir sonuç çıkıyor, söylediğim kuşkular tereddütler ortaya geliyor.
Çay kanunu gerekiyor diyenlere soruyorum, nedir kanun ihtiyacı, kanun ihtiyacından ne anlıyorsunuz. Nedir nasıl bir şeydir bu kanun dediğiniz. Ali Bayramoğlu’na herkes bu şehirde kızıyor. Ben kendisine teşekkür ediyorum. Çay kanununun gerçek yüzünü tanımak için bilerek bilmeyerek Ali Bayramoğlu iyi bir araç oldu.
Nedir sorunlar 1 varlık fonuna devrettiniz 2 sürekli Rizelinin kafasında bir şablon oluşturdunuz. Sürekli çay kanunu diyerek bir algı operasyonu yapıyorlar. Bu kişiler daha evvel de ÇAYKUR özelleştirildi diyordu. 3. Sü ise en tehlikelisi, Çayın Kâbe’si dediğim hadisenin geldiniz gümrük duvarına dokundunuz. Yarın la ilgili 3’ünü bir masaya koyduğumuz zaman yerel iradeye de baktığımız zaman bu işin baronları ne olduğunu ebetteki biliyorlar. Yereldekilerin işi bilmediklerini düşünüyorum. “
HABER: Doğancan İlek <[email protected]>