YÜREĞİ RİZE SEVGİSİ DOLU KOCA BİR ÇINARDI OŞAİR YAZAR VE GÖNÜL ADAMI CAFER TAYYAR TUZCU1927 yılında Rize’de doğdu. İlk ve Ortaokulu Rize’de okuduktan sonra, Erzurum Öğretmen Okulundan mezun oldu. Daha sonra Erzurum Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünü bitirdi. (Şimdi Atatürk Üniversitesi Eğitim Fakültesi). Çeşitli Ortaokul ve Liselerde Türkçe Coğrafya, Edebiyat Öğretmenliği ve yöneticilik yaptı. 1965-72 yılları..
YÜREĞİ RİZE SEVGİSİ DOLU KOCA BİR ÇINARDI O
ŞAİR YAZAR VE GÖNÜL ADAMI CAFER TAYYAR TUZCU
1927 yılında Rize’de doğdu. İlk ve Ortaokulu Rize’de okuduktan sonra, Erzurum Öğretmen Okulundan mezun oldu. Daha sonra Erzurum Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünü bitirdi. (Şimdi Atatürk Üniversitesi Eğitim Fakültesi). Çeşitli Ortaokul ve Liselerde Türkçe Coğrafya, Edebiyat Öğretmenliği ve yöneticilik yaptı. 1965-72 yılları arasında öğretmenlik ve müdür yardımcısı olarak görev yaptığı Rize Lisesi’nin tarihinde unutulmaz edebiyat öğretmeni olarak yerini aldı. 1975 yılında emekli oldu. 1977-81 yılları arasında Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu ve 1982-85 yılları arasında Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği (TÇMB) Yönetim Kurulu üyeliği görevlerinde bulundu. 1985-87 yılları arasında ise Niğde Çimento Genel Müdür Yardımcısı ve yönetim kurulu üyesi olarak hizmet verdi.
RİZE KÜLTÜR DÜNYASINDA YERİ AYRIDIR
Cafer Tayyaz Tuzcu’nun Rize kültür dünyasında yeri çok ayrıdır. Rize basın tarihinde önemli bir yere sahip olan ve Rize Kültür Dergisi’nin Muallimler Birliği adına sahipliğini üstlenmişti. Yazıları ve şiirleriyle bu dergiye değer kattı. Rize Valisi Nezih Okuş döneminde hazırlanan 1967 Rize İl Yıllığı’nın yayın kurulunda Rize Lisesi Resim Öğretmeni Hüseyin Mataracı ve Halk Eğitimi Başkanı Mahmut Ataman ile birlikte yer aldı. Değişik tarihlerde Cumhuriyet, Milliyet ve Zümrüt Rize gazetelerinde makaleleri yayınlandı. Şiirlerini “Özlenen Gün” isimli kitabında topladı. Evli ve Emel, Mahfuze ve Selçuk isimlerine üç çocuk babasıdır.
MİLLİ DUYGULARI YÜREĞİNDE YAŞARDI
Cafer Tayyar Tuzcu milli duyguları yüreğinde yaşayan, şiirlere döken vatansever bir insandı. Şiirlerinde toplumsal olaylara duyarlılığı ve hassasiyeti ön plana çıkmaktaydı. Vural Beyazıt komutasında Rize şehrini ziyaret eden askeri donanma için Rize’nin efsane belediye başkanı Ekrem Orhon’un himayesinde gece düzenlenir. Cafer Tayyar Tuzcu, bu ziyaretten esinlenerek anında “Donanma Türküsü” adı altında bir şiir kaleme alır ve o gecede okur.
Rize’nin arkasında yükseliyor Ayane
Bugün şanlı donanma geldi bizim limana
Bacandan çıkan duman bulut olsun dağlara
Pervanen galip gelsin, her zaman dalgalara
Ey deniz aslanları, açık olsun bahtınız
Siz bu limanda değil, gönlümüzde yattınız,
Dalgalansın bayraklar, haydi tam yol ileri,
Rotanızı çiziyor Atatürk ilkeleri.
SİYASET ÜSTÜ BİR İNSANDI
Çok sevdiği memleketine hizmet için mecazına uygun olmasa da siyaseti seçmiş Rize’den milletvekili aday adayı olmuştu. Kazanması seçilmesi Rize’nin yararına olacaktı. Seçim için hazırladığı el broşüründe düşüncelerini, niyetini şöyle anlatıyordu: “Cumhuriyet Halk Parti’nden Milletvekili seçimlerine katılıyorum. Milletime karşı beslediği derin sevgi sebebiyle, onun vekili olarak ona hizmet etmek arzusundayım. Ömrüm boyunca daima halkın ve haklının yanında oldum. Biliyordunuz, uzun yıllardan beri memleketimin mutluluğu ve iyiliği için mücadele ediyorum. Bu uğurda çok çile çektim. Baskılara asla boyun eğmedim. Makam ve menfaat peşinde koşmadım. Tek tesellim sizlerin sevgisidir. Allah’n izniyle ve sizlerin desteğiyle temsilciniz olarak Ankara’ya gidersem, öz kardeş gibi sizlere hizmet edeceğim. Millet Meclisi kürsüsünde hakkınızı savunacağım. Davamız elbette müşterektir. Bu mücadelenin temel direği sizlersiniz?
Yüreği memleket sevgisiyle dolu bu koca çınar 25 Haziran 1996 tarihinde geriye ölümsüz eserler ve güzel bir nesil bırakarak aramızdan ayrıldı. Rahmetle anıyorum.
ŞİİRLERİNDEN ÖERNEKLER
K EM EN Ç E
Bir kırbaç olur yayın, namert yüzlerce şaklar.
Bir deniz olur çoşar kemençeyle “Uşaklar…”
Kemençede duyarsın, martıların sesini.
Kemençede duyarsın, denizin bestesini.
Bu tellerde yiğitlik, haykırış, hicran saklı.
Bu tellerde en güzel, en ulvi bir an saklı.
Taşarken gönlümüzden en ilahi duygular.
Şaha kalkar bir belde, şâha kalkar arzular.
Yeşilden ilham alan İlahi bir sesdir bu.
Yeşile doğru koşan, ezeli hevestir bu…
Yaşamak haykırmaktır, duymak demektir bence…
Bu duyuşla bak nasıl coşmaktadır kemençe.
Karadeniz bundadır, poyraz yıldız bundadır.
Gönüllere şevk veren İlahi hız bundadır.
Hudutta şahlanırken Mehmetler birer, birer.
Senin yanık sesini duyarak can verdiler..
Haykırışsın çağrısın, bir tufansın, selsin sen.
Gönlümüze aşk katan ılık bir meltemsin sen.
Şarkısın dudaklarda, duygusun içimizde.
Bir İlâhi sessin sen coşkun Karadeniz’de…
Bir kırbaç olur yayın namert yüzlerde şaklar.
Bir deniz olur çoşar, kemençeyle “Uşaklar…”
HAMSİ
Kalkana, sipara, kefala inat.
Bütün sahilleri dolaştın hamsi.
Yok başka balığa böyle iltifat.
Yalnız sen bu zevke ulaştın hamsi.
Şehir bayram eder, taşar yalılar.
Uşaklar yürüyün, bugün hamsi var.
Tenekeyi kapan sahile koşar.
Yine denizleri kararttın hamsi.
Fadime ya yürü, hamsi bitecek
Mübarek bu sene iriymiş de pek
Sofra şenlenecek, yüzler gülecek.
Emsalsiz bir lezzet, bir tatsın hamsi.
Ola Hasan bi dur, ben de alayım.
Kızartıp tavada şöyle dalayım.
Hey senin gözüne kurban olayım.
Sahilde ne şenlik yarattın hamsi.
Ey Tayyar, beyhude uzatma lâfı.
Her şeyin kadrini bilir sarrafı.
Buna hamsi derler, şöhreti kâfi.
Hasretle tadını arattın hamsi.
TULUM – ZURNA
Bir zamanlar minnacık bir keçi idi bu deri
Hoplayarak gezerdi dağları, dereler
Şimdi ahenk katıyor, bu zurnanın ses ne.
Şükretsin yine, saman dolmadı derine.
Ateşli bir dudaktan bağrına dolan nefes
Zurnada bir inilti, bazen sihirli bir ses
Bazen hasret oluyor, bazen vuslata yakın.
Çalsın tulumum – zurnam, çalsın bırakın
Ben bunda duyuyorum, Hemşin’i ve Cimili
Ben bunda dinliyorum, gönlümüzdeki dili
Çalsın kemençelerim ve tulumlar zurnalar.
Kalbimde horonların oynandığı meydan var.
RİZE TÜRKÜSÜ
Çağrankaya bizde, Cimiller bizde.
Kaçkarların karı, mavi denizde.
Ruhum şâd oluyor bu yeşil izde.
Bu ne his hasret yarap, bu ne duygudur.
Denize kol sallar nazlı palmiye.
Bilemem, bilemem bu hasret niye?
Oldum bir biletsiz yolcu gemiye.
Gönlümde çağlayan bu mavi sudur.
Haydi gel gidelim, Hemşin suyuna.
Bak işte çalıyor, bir tulum – zurna.
Beraber, kol kola girdik oyuna.
Ha bu dört, ha bu üç, bu da ikidir.
Her derde şifadır, çiçekli balı.
Kemerler kayalık, Çayeli yalı.
Gönlümü Rize’nin aşkı saralı.
Sayıkladığım hep aynı türküdür..
Fatih Sultan KAR / İST