VEFATININ 36. YILI ANISINA EKREM ORHONU AN(la)MAK

VEFATININ 36. YILI ANISINA EKREM ORHONU AN(la)MAK Yerim Rize’dir benim / Rize’dir tek kederim Her şeyimle Rize’yim / Rize’siz ne ederim Memleket sevgisini bu dizelerden güzel anlatacak ne olabilir ki. Baba Reis Ekrem Orhon bu şirini 25 Aralık 1967 yılında kaleme alıyordu. O şair ruhlu bir insandı. İçinden geçenleri dillendirir, ortaya güzel sözler koyardı. BABA..

Tarih : Okunma : 95 Defa Okundu... Yorum Yap

VEFATININ 36. YILI ANISINA
EKREM ORHONU AN(la)MAK
Yerim Rize’dir benim / Rize’dir tek kederim
Her şeyimle Rize’yim / Rize’siz ne ederim
Memleket sevgisini bu dizelerden güzel anlatacak ne olabilir ki. Baba Reis Ekrem Orhon bu şirini 25 Aralık 1967 yılında kaleme alıyordu. O şair ruhlu bir insandı. İçinden geçenleri dillendirir, ortaya güzel sözler koyardı.

BABA REİS’Tİ O
Baba Reis Ekrem Orhon’un fotoğraflarına göz gezdirirken Rize Belediyesi Başkanlık makam masasının önünde bir döviz dikkat çekiyordu. Dövizde “Büyük düşün” büyük harflerle yazıyordu. O büyük düşünen bir insandı. İnsanlara faydalı olacak sözleri dövizlere yazar, makamına ve belediyenin çeşitli yerlerine asar, insanları doğruya güzele ulaştırmanın yollarını arardı. Rize sevgisini, insanlara aşılamak için Rize Belediyesi otobüs biletlerinin arka yüzüne “Bu gün Rize Senden, Rize için elinden geleni yapmanı ister” sözünü yazdırması onun memleket sevgisinin büyüklüğünün bir örneğidir.

LONDRA’DAN RİZE’YE DİREK UÇUŞ
Onun hayalleri, hedefleri büyüktü. Onun bir hayalini 1973 yılında Milliyet Gazetesi Yazarı Hasan Pulur, biraz da “Bu; hayalin ötesinde, olsa olsa laz fıkrası olur,” düşüncesiyle gazetesindeki köşesinde kaleme almıştı : Londra’da bin, Rize’de Çay iç-Singapur’da in… Londra’dan gelecek olan yolcu, Rize’de denizin ortasına yapılacak olan havaalanında soluklanıp çayını içecek veya birkaç gün Rize’de konaklayıp yaylaları gezecek ve Singapur’a vs yoluna devam edecekti. Ta o yıllarda bir yandan şehrin imarı ile geceli gündüzlü uğraşıyor, bir yandan da Rize’de denizin ortasına havaalanı yapmayı hedefliyordu.

RİZE’DE KITLIK ONUN GÖNLÜNDE FENALIK VARDI
1911’de Rize, Derepazarı, Bürücek Köyü’nde doğan Baba Reis Ekrem Orhon, İlk tahsilini, orta birinci sınıfı Rize’de okuduktan sonra, Rize’de hayatın öylesine zor olduğu bir ortamda tek başına, ve çocuk sayılabilecek yaşına aldırmadan İstanbul’a geliyor, eğitimini İstanbul’da sürdürmeye karar veriyordu. Galatasaray ve İstanbul Lisesi’nin ardından Robert Kolej’e giden Baba Reis Kararını veriyordu : Tepeden bakınca aşağıda deniz görünüyor. Burası Rize’ye benziyor, ben burada okuyacağım’. Ve İstanbul’da babadan aileden uzakta okula kaydını kendisi yaptırıyordu. Dokuz yıl süren Robert Koleji günlerinde babasının kendisine gönderdiği parayı, ihtişama, gençlik heveslerine kapılmadan, sadece eğitimi uğruma kullanıyordu.

YOLU YAZDI YOLU ÇİZDİ
Tarih 13 Temmuz 1952 Ekrem Orhon henüz Rize Belediye Başkanı olmamış, Yüksek Mühendis olarak görev yapmaktaydı. Özünde var olan Rize sevgisi onu Rize- İspir Erzurum yolunda yapılan çalışmalardaki tespitleri “Çapans” başlığı altında Rize Gazetesinde kaleme almış, uyarılarda bulunmuştu. “Yalnız Rize İspir Erzurum yolunun değil belle ki bugün Türkiye’deki mevcut Devlet yolları geçitlerinde en yüksek olanı 2700 rakımlı Çapana dağıdır. Dereden azami beş metre irtifada giderken yapılan bir hata da bugün maalesef ısrar edilmekte ve bu hatayı düzeltmek için yeniden dere boyuna inilmemektedir. Bu dağ geçidinde muvaffakiyet elde edilirse, bir ders mahiyeti alacak olan bu dağ geçidine bundan sonraki dağ geçitleri benzetilmekle büyük tasarruflar elde edilir. Yol davamızda atılan adımlar büyüktür. Hamlelerimizin tesiri her yandan görülmektedir. Ancak güzergâhlarımız henüz övünülecek hale gelmediğini kabul etmek lâzımdır”.

BEN YOL MÜHENDİSİ OLACAĞIM
Rize ilinin unutulmaz Belediye Başkanı Ekrem Orhon yükseköğrenimini Amerika’da yapmış, mezuniyetinde bu yolu diploma projesi olarak almıştı. Son vasiyeti bu yol için olmuş ve son nefeslerinde “Rize-İspir Erzurum yolunun bir an önce tamamlayın ve son sözüm olarak bu dileğimi sayın genel müdüre iletin. Beni Ovit’e gömün” demiştir. Ekrem Orhon henüz 18 yaşındayken bir sebeple İkizdere’ye gider. Zaman kıtlık zamanıdır. Yöre halkı fakirlik içindedir. Çok dar, yokuş ve uçurumlu patika yolda atıyla yürüyen bir vatandaşı görür, kişi atının üzerinde yükü olduğu halde atının kuyruğunu eline tutarak yürümektedir. Orhon atın sahibine “Amca neden atın kuyruğunu tutuyorsun” diye sorar. At sahibi ara vermeden hemen cevaplıyor. “At benim her şeyimdir. O yuvarlanırsa ben ne yaparım? Şayet o yuvarlanırsa ben de onunla birlikte yuvarlanayım diye tutuyorum”. Orada büyük bir acıma hissi içinde düşünür ve şu kararı verir; “Ben yol mühendisi olacağım ve bu insanlara hizmet için yol yapacağım”.

MEKTUPLA RİZE’DEN DUA İSTEDİ
Ekrem Orhon manevi duyguları güçlü bir insandı. Rize Belediye Başkanlığı öncesi amansız bir hastalığa yakalanıyor, tedavisi için İngiltere’ye gidiyordu. Tıbbin çaresiz kaldığı bir sırada, o umudunu kesmemiş ve Rize Camilerine mektup yazarak dua istemiştir.

ATATÜRK KULAĞINA KÜPE OLSUN
1967 yılında evlenen Kızı Çayhan’ın nikahını, kendisi kıyıyordu. Kızına nikah hediyesi olarak Atatürk altınları takıyordu. Bilezik ve yüzük taktıktan sonra kulağına küpeleri takıyor ve salondakilerin de duyacağı bir ses tonu ile kızına sesleniyordu : Atatürk hep kulağına küpe olsun. Onun bizlere en güzel armağanı kızı Çayhan Ablam (Çayhan Orhon Dervişoğlu), her yıl ayrı bir heyecanla babasının mezarına koşuyor. O Rize deyimi ile tam bir “babasının kizi”. Ölümünün ardından kaleme aldığı “Son Mektup” isimli yazısında babasını ve Rize’lilerin Ekrem Orhon sevgisini şöyle anlatıyor : “1971 yazında, bir elimde, henüz iki yaşını doldurmamış olan Yonca, bir kolumda da yirmi günlük Yeşim ile beni Rize’ye koşturan yine sizin sevgi ve özleminizdi babacığım. Artık yoksunuz… Vapurdan, uçaktan, otobüsten inip koşarak sımsıkı sarılacağım, başım göğsünde kalacağım babam yok, yavrularının çok sevgili Ekrem dedeleri yok artık. Ancak, babacığım şimdi sizin ruhunuz var Rize’de, havasında, denizinde… dağında… tepesinde.. Ve de sizi “Rize’nin babası, Rize’nin mimarı, Baba Reis diye yad eden, sizi çok seven, daima saygı ile, rahmetle anan ve sizin yokluğunuzu bize hissettirmemeğe çalışan çok değerli hemşerilerimiz var Rize’de. O nasıl bir duygudur ki, bütün Rize’yi, Rize’lileri, sizin vefatınız haberi üzerine, ellerindeki işlerini yarım bıraktırarak, dükkanlarının kepenklerini açık unutturup, tek bir yürek olup sizi karşılamak için Trabzon, Erzurum yollarına düşüren… İnsanı iliklerine kadar ıslatan yağmura rağmen köylüsü kentlisiyle tüm Rize’lileri, sizi son yolculuğunuza uğurlamak için şehir merkezine, çarşıya koşturan… Sizi Erzurum’dan getiren konvoyu, cenaze töreninizdeki mahşeri kalabalığı yaşayanlar gördü, duyanlar tasavvur edemedi babacığım…Rize’nin her bir mahallesi, her ayrı köşesi, tepesi, dağı sizin evlatlarınız gibiydi size .Rize’liler tek bir ağız olup “Babamızı kaleye yatıracağız ki O, çok sevdiği tepeden, çok sevdiği Rize’yi, Rize’sini ebediyen seyretsin” dediler. Senelerce Rize’yi imar etmek için çalışırken Rizelinin gönlünde de ne muhteşem bir sevgi ve muhabbet bağı oluşturmuşsunuz”.

RİZE’DE DUYGU SELİ
Rize’nin her ayrı köşesi, sizin evlatlarınız gibiydi
O nasıl bir duygudur ki, bütün Rize’yi, Rize’lileri, sizin vefatınız haberi üzerine, ellerindeki işlerini yarım bıraktırarak, dükkanlarının kepenklerini açık unutturup, tek bir yürek olup sizi karşılamak için Trabzon, Erzurum yollarına düşüren… İnsanı iliklerine kadar ıslatan yağmura rağmen köylüsü kentlisiyle tüm Rize’lileri, sizi son yolculuğunuza uğurlamak için şehir merkezine, çarşıya koşturan… Sizi Erzurum’dan getiren konvoyu, cenaze töreninizdeki mahşeri kalabalığı yaşayanlar gördü, duyanlar tasavvur edemedi babacığım…Rize’nin her bir mahallesi, her ayrı köşesi, tepesi, dağı sizin evlatlarınız gibiydi size .Rize’liler tek bir ağız olup “Babamızı kaleye yatıracağız ki O, çok sevdiği tepeden, çok sevdiği Rize’yi, Rize’sini ebediyen seyretsin” dediler. Senelerce Rize’yi imar etmek için çalışırken Rizelinin gönlünde de ne muhteşem bir sevgi ve muhabbet vardı.

TAPUDA KAYDI YOKTU
1936’da Amerika’da Iliinois Üniversitesi’nde Masterını Yol-Köprü-Tünel konusu üzerine yaptı ve İnşaat Yüksek Mühendisi oldu. Yüksek Lisans tezinin konusu da aynı zamanda ideali olan Rize –İspir- Erzurum (Ovit) yoluydu. Rizelilerin Sevgili Babası küçüklüğünde çocuk felci geçirmiş, vücudunun sol tarafı tam gelişememişti, bundan dolayı ayağı da aksardı. Bu özrüne rağmen 1937-1944 yılları arasında tam 4 kez askerlik yaptı.1963 yılında “Artık Rize için Çalışacağım” diyerek seçimlere katıldı ve 1963’ten, vefat ettiği 1983’e kadar toplam 13 yıl Belediye Başkanlığı yaptı. O zamanın Cumhurbaşkanı, Başbakanı ve ABD Ankara Büyükelçisi, Ekrem Orhon’un çok zor şartlar altında yürüttüğü çalışmalarını görmek için bizim şehrimizi, Rize’yi ziyaret etmişlerdir. Reis, Rize’yi yeniden inşa etmiş, Rizeliler’in refah, eğitim ve mutluluğu için çok hizmet etmiştir. 1983’te vefat haberini alan Danışma Meclis Üyesi Kazım Öztürk TBMM’de Ekrem Orhon için: “Tapuda Kaydı Olmayan Reis” başlıklı bir konuşma yapmıştır.

EKREM ORHON OVİT TÜNELİ
Ömrünün her deminde Rize – İspir Erzurum Yolu ile ilgilenen Baba Reis Ekrem Orhon’un isminin Rize ile Erzurum illeri arasında yapımı tamamlanan ve açılışı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından gerçekleştirilen Türkiye’nin en uzun, dünyanın ise en uzun ikinci çift tüplü tüneli Ovit Tüneli’ne verilmesi en güzel vefa örneği olacaktır

Baba Reis Ekrem Orhon’u saygı ile anarken, bir şiirimle yazıma son veriyorum

Rizeli’nin gönlünde, yüreğinde yerin var
Rize’nin her yanında ölümsüz eserin var
Büyük düşünüyoruz, yeşil Rize’miz için
Kale’den bize bakan Baba Ekrem Orhon var

Not : Bu yazının hazırlanmasında ana kaynak olan “Ekrem Orhon” Kitabının yazarı Azmi Kandemir’e, güzel yüreği ve doyumsuz tarih sohbetleri için Çayhan Ablam Çayhan (Orhon) Dervişoğlu’na teşekkürler..

Fatih Sultan KAR / İST.

DÜZELTME VE ÖZÜR: Yazının şiir bölümünde Ekrem Orhon yerine onun gibi Rize iline hizmeti geçen Zihni Derin ismi yazmışım. Düzeltir ve özür dilerim

İlk yorumu siz yazın