ANKARA KENT KONSEYİ Başkent Ankara Çevre ve İklim Meclisi Akbelen Yangınını Durdurun! Ormanlar yanıyor, ciğerlerimiz parçalanıyor, nefes alamıyoruz!.. İklim krizi, evrenimizin bilinen ve üzerinde yaşam formları bulunan yaşanabilir tek gezegeni olan dünyamızı her geçen gün daha da yaşanmaz hale getiriyor. İki milyarı aşkın insan içilebilir temiz suya ulaşamıyor! Dünyanın her yanı, ülkemizin dört bir yanı..
ANKARA KENT KONSEYİ
Başkent Ankara Çevre ve İklim Meclisi
Akbelen Yangınını Durdurun!
Ormanlar yanıyor, ciğerlerimiz parçalanıyor, nefes alamıyoruz!..
İklim krizi, evrenimizin bilinen ve üzerinde yaşam formları bulunan yaşanabilir tek gezegeni olan dünyamızı her geçen gün daha da yaşanmaz hale getiriyor.
İki milyarı aşkın insan içilebilir temiz suya ulaşamıyor!
Dünyanın her yanı, ülkemizin dört bir yanı alevler içinde.
Ormansızlaşan her doğal alan, küresel ısınma senaryolarını koşar adım daha da büyük felaketlere taşıyor. Tek bir ağacın gölgesinde, bir orman gibi kardeşçesine yaşayan ekosistemin tüm canlıları yaşam alanlarını kaybediyor.
Bizi var eden ve bulunduğumuz ekosistemin bir parçası haline getiren değerlere, suya, toprağa, havaya, doğaya saygıda kusur ettiğimiz her an daha da kötüye gidiyoruz.
Artan ve kavurucu hale gelen sıcaklıkların yanında lokal ve şiddetli yağışlar, bozulan doğal denge, sel ve heyelanları, insan etkili afetleri, önü alınamaz boyutlara taşıyor.
İnsanlık, bir yandan ulusal ve uluslararası düzeyde çözüm önerilerine odaklanırken; insana odaklandığını ileri süren tüketim endeksli bir kesim ise yok etme hırsından vazgeçmiyor.
Tüm bu koşullar altında ise ülkemizde yüzyıllardır yaşama değer katan, yerel halk ve köylülerin üreterek var ettiği doğal yaşam alanları, hunharca ve hesapsızca, gelecek nesiller olmayacakmış gibi geri dönüşümsüz zararlar verilerek yok ediliyor.
Bindiğimiz dalı, tutunduğumuz ormanı kesiyor, yaslandığımız toprağı, ıslandığımız suyu, soluduğumuz havayı yok ediyoruz!
Yanan ormanların yerine yeni ormanlık alanlar oluşturmak için kampanyalar düzenleyen devlet yetkilileri, ne ilginçtir ki; bir ağacın var oluşundan kesilene kadarki ana kadar, dünyamıza ve canlı yaşama sağladığı katkı ölçüsünde, dünyamıza ve canlı yaşama katkısı olmayacak tesisler için ormanları kestirmeye izin verip yol açıyor ve dahi hamiliğini yapıyor. Ağacı ve ormanı, doğal yaşam alanlarını koruyan yerel halkı, köylüleri ve yaşam savunucularına karşı şiddet uygulatabiliyor!
Muğla’nın Milas ilçesinde bulunan ve İkizköy ile birlikte Bağdamları mevkii Karacaağaç, Sekköy, Yeniköy ve Kemerköy gibi onlarca köyü de kapsayan alanları geri dönüşümsüz şekilde etkileyen ve kömür/maden izni gerekçesiyle Akbelen Ormanında yapılan ağaç kesimleri ve ormansızlaştırma çalışmaları bir an önce durdurulmalı ve bu alanlar koruma altına alınmalıdır.
Ayrıca söz konusu faaliyet alanlarında yok edilen orman ve doğal alanlar bir an önce ağaçlandırma yapılarak, geri kazanımı sağlanmalıdır.
Küresel iklim krizi ve küresel ısınma sarmalında kıvranan dünyamızın ve gelecek nesillerin de yaşama hakkı göz önüne alınarak bu gibi çalışmalardan vazgeçilmelidir.
Devletin ilgili ve yetkilileri, Yasal ve Anayasal hak ve görevlerini yerine getirerek doğal yaşam alanlarını, ormanlarını, dere ve vadilerini koruyup kollayan köylülere, çevreci ve yaşam savunucularına karşı şiddet uygulamaktan vazgeçmelidir.
İçimizdeki Akbelen yangını durdurulsun!
Ömer ŞAN
Ankara Kent Konseyi
Başkent Ankara Çevre ve İklim Meclisi YK Sözcüsü