“COVID-19 Pandemisi ile Ortaya Çıkan Kanser Gerçekleri” 4 Şubat Dünya Kanser Günü nedeniyle Recep Tayyip Erdoğan üniversitesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Başkanı Doçent Doktor Sema Rakıcı ile son 4 yıllık zaman diliminde kansere dair kısa bir söyleşi. 4 Şubat Dünya Kanser Günü Dolaysıyla Kanser Sıklığına Dair en Son Sayısal Veriler Nelerdir? Tüm dünyada kanserin sayısal..
“COVID-19 Pandemisi ile Ortaya Çıkan Kanser Gerçekleri”
4 Şubat Dünya Kanser Günü nedeniyle Recep Tayyip Erdoğan üniversitesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Başkanı Doçent Doktor Sema Rakıcı ile son 4 yıllık zaman diliminde kansere dair kısa bir söyleşi.
4 Şubat Dünya Kanser Günü Dolaysıyla Kanser Sıklığına Dair en Son Sayısal Veriler Nelerdir?
Tüm dünyada kanserin sayısal verilerine bakıldığında “GLOBOCAN_2020” verilerine göre 2020 yılında yeni kanser tanısı konan kişi sayısı 233.834, kanserden hayatını kaybedenlerin sayısı 126.335 kişidir. Yeni tanı konan en sık görülen kanser türü erkeklerde 34.207 kişi ile akciğer kanseri iken, kadınlarda yeni tanı konan en sık görülen kanser türü 24.175 kişi ile meme kanseridir.
Kanser COVID-19 Pandemisinden Nasıl Etkilendi?
Coronavirus hastalığı (COVID-19) pandemisi global olarak tüm dünyayı ekonomik, sağlık, ticaret alanları gibi çeşitli yönleri ile etkiledi. Salgınının sağlık sektörü üzerindeki etkisi, acil kaynakların kullanımı sonuçları ve alınan önlemlere bağlı tıp genelinde geniş kapsamlı uzun vadeli etkileri muazzam olacaktır. Salgının erken evrelerinde bulaş riskinin en aza indirecek zor ama gerekli kararlarla kanser tedavisinin devamı sağlanmaya çalışıldı. Ancak bu intizam teşhis olanaklarının kullanılmasında gösterilmedi. ABD’de COVID-19 pandemisi sırasında 6 yaygın kanser teşhisinin azaldığı belirtilmiştir. Hollanda Kanser Kayıt Kurumu COVID-19 pandemisi sırasında tüm birincil kanser teşhislerinde yaklaşık %30’luk bir düşüş olduğunu bildirmiştir.
Aslında COVID-19 pandemisinin taramaları etkileme özelliği nedeniyle kanser teşhisi üzerindeki rolünü zaman ilerledikçe öğreneceğiz. Çünkü etkili tarama programları ve yeterli sağlık hizmeti kaynakların kullanımı sonuncu erken teşhis sayesinde; kolorektal, meme ve akciğer kanserlerinde (ülkemizde henüz aktif kullanımda olmayan düşük doz akciğer tomografisi ile tarama) hayatların kurtarıldığı bilinmektedir.
Pandemi Dönemlerinde Onkolojik Bakımdan Nasıl Önlemler Alınmalı?
Her yönüyle mükemmel bir kanser tedavisi; erken teşhisten, tedaviye, ticari olarak ilaç temininden, PET BT çekimi için gerekli radyofarmosotiklerin yurtdışından transfer işlemlerine, radyoterapi olanaklarına ulaşmaktan, standart ve yeni nesil kanser ilaçlarının bulunmasına kadar tüm yönleri ile bir bütünü oluşturan parçaları kapsamaktadır. Ek olarak pandemi döneminde sağlık sunumunda ihtiyaç duyulan koruyucu ekipman ve diğer malzemelerin diğer tüm hastalar ve kanser hastaları için sağlanmasını da kapsamaktadır. Bütün bunların temini ya da uygulama noktasındaki eksikliler kanser tedavisinin sonuçlarını etkilemiş olması muhtemeldir. Çalışmamızda pandeminin ülkemizde ilan edildiği tarihten itibaren iki yıl öncesi ve iki yıl sonraki döneminde hasta profili, hastalık evresi, kanser tipine dair dair veriler elde ettik. Genel olarak çoğu makale pandemi döneminde kanser tanısı mevcut olan hastaların tedavilerinin aksatılmadan yürütülmesi; hangilerinin ertelenmesi veya durdurulması gibi verilere yoğunlaşmıştır. Ancak teşhis edilmemiş bir kanserde tanının geciktiği her zaman dilimi onun daha ileri evrede karşımıza çıkması ile sonuçlanması muhtemeldir.
Bu Konuda Bir Çalışma yaptığınızdan bahsettiniz? Hangi Sonuçlara Ulaştınız?
Biz de Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Kliniği olarak COVID öncesi ve COVID dönemi yeni tanı kanser başvurularını retrospektif olarak inceledik. Çalışma verimizde biz de benzer şekilde de en sık görülen akciğer, meme ve prostat kanseri yeni tanı teşhislerinde azalma olduğunu tespit ettik. Çalışmaya ülkemizde ilk COVID 19 vakasının görüldüğü tarih (11 Mart 2020) baz alınarak pandemi öncesi ve pandemi sırası dönem olmak üzere ikişer yıllık zaman periyodlarına ayrılarak başvuru sayıları, hasta özellikleri, kanser evresi gibi parametreler retrospektif olarak incelendik. Çalışmadaki hasta sayısı yaklaşık 2000 civarında idi. Pandemi sırasındaki başvurular pandemi öncesi ile karşılaştırıldığında; pandemi sırasında toplam hasta başvurularında azalma; sık görülen akciğer, meme, prostat kanseri tanı oranlarında azalma; glioblastoma multiforme, baş boyun kanserleri, lenfoma ve özefagus kanseri tanılarında artış saptadık. Akciğer kanseri evre I tanılarında artma tespit edilirken, evre II azalma ve evre IV oranlarında artma mevcuttu. Pandemi sırasındaki ikinci dilimde ilerlemiş kanser evresi artmış bulunurken, erken evre oranları ise daha düşük bulunmuştur. Aradaki fark istatiksel olarak anlamlı idi ve bu fark pandemi öncesi hastalarda yoktu. Eklediğimiz şekilde de görüldüğü gibi pandemi sırasında erken evre kanser sıklığının azaldığını, ilerlemiş kanser oranlarının (özelikle evre IV) artığını gözlemledik.
Çalışmanızda Size Göre İlginç Olan Bulgularınız Nelerdir?
Çalışmamızda da en sık görülen akciğer, meme, prostat kanseri oranlarında azalma tespit edilirken, rektum kanseri hastalarda evre IV oranları artmış bulundu. Özellikle tarama programlarında sıklıkla kullanılan meme için mamografi, prostat kanseri için PSA ve rektum ve kolon kanseri için gaitada gizli kan tetkiklerinin yapılamaması ve acil endoskopi dışında tüm endoskopilerin iptal edilmesi, kaçınılmaz olarak kanserlerin teşhis süresini uzattı. Böylece, meme, prostat kanserleri tanılarında azalma ve daha ileri evrede rektum kanseri teşhis edildi. Ayrıca çok abartılı akciğer COVID-19 enfeksiyonu bulguları akciğer kanserinin radyolojik tespit oranlarını azalttı. Aksine beyin tümörü (GBM), lenfoma, özefagus ve baş-boyun kanserleri sayılarında pandemi sırası döneminde artış olduğunu tespit ettik. COVID-19 semptomları; ateş (lenfoma), boğaz ağrısı (baş boyun kanseri), yutma güçlüğü (özefagus kanseri), baş ağrısı (GBM), gibi semptomların tanımlanan kanserlerin teşhisine götürecek bulgulara ulaştırması nedeniyle belirtilen tanıların artmış olduğunu düşünüyoruz. Ek olarak artış gördüğümüz bir diğer kanser evre 1 (T1N0M0) akciğer kanseri idi. Sıklıkla akciğer tomografisi çekilmesi erken evre akciğer kanseri tanısı koyma olanağı tanımış oldu. Bu evrede teşhis edilen akciğer kanseri ameliyata gerek kalmadan radyoterapi olanakları ile stereotaktik ablatif radiotherapy (SBRT) ile 1 ila 3 fraksiyonda kolaylıkla tedavi edilmesi olumlu bir gelişme oldu.
Çalışmamızda pandemi öncesi dönemine kıyasla pandemi sırası döneminde erken evrede teşhis oranları azalmış, ileri evre olanlar ise artmış bulundu. Ayrıca evre IV hastaların pandemi sırasında ikinci dilim de bariz oranda artmış olarak bulundu ki, aradaki fark istatiksel olarak anlamlı idi.
Bu Sonuçlar Elde Edilmesine Ne İle İlişkilendirdiniz?
Evre IV hastalığın özellikle pandemi sırası ikinci diliminde yüksek oranda artmış olması, COVID-19 önlemleri nedeniyle başvuruların gecikmesi veya kanser taraması gibi acil olmayan sağlık hizmetlerinin azaltılması ile ilişkili olabilir. Onkoloji hastalarında tedavi gecikmesi için belirtilen faktörlerin neredeyse tamamı teşhisle ilgili gecekimeler olarak da sıralanabilir. Bunlar hastayla ilgili faktörler; karantina nedeniyle seyahat sıkıntısı, finansal konular, uzak yerlerden tedavi için gelen hastalar, barınma ve yemekle ilgili sorunlar, sağlık sunumu ile ilgili faktörler; ameliyatta gecikmeler, kişisel koruyucu ekipman ve insan gücü eksikliği. Tüm bu olumsuz faktörler daha ileri evrede teşhis edebildiğimiz kanser tanısı ile sonuçlandı.
Sizce Pandemi Dönemlerinde Kanser Nasıl Yönetilmeli?
Genel olarak, küratif kanser tedavisi alan hastaların antikanser tedavisi sırasında potansiyel COVID-19 enfeksiyonu riskine rağmen tedavilerine devam etmeleri önerilmektedir. Buna teşhise dair tüm bileşenler de eklenmelidir. Çünkü biz biliyoruz ki, ilerlemiş kanser evresi hastanın yaşam süresini etkileyen ve tedavi maliyetini artıran en önemli faktördür. Belki de çevrimiçi tıbbi danışmanlık ve kritik vakalarda uygun tedavi önerisinin yanına teşhise dair tüm uygulamalar da eklenebilir. Pandemi durumunda düşük doz akciğer tomografisi ile tarama yapılacak hasta seçiminden, mamografi ve kolonoskopi yapılacak hasta gruplarına, PSA ve gaitada gizli kan tetkikleri yapılacak hastalar belirlenmelidir. Özellikle rutin kontroller veya reçete yenilemeleri için telefon veya çevrimiçi randevular dahil olmak üzere sanal sağlık hizmetleri kullanımı ve klinik kaynakların verimli bir şekilde kullanımı ile sağlık bakım tesislerinde kalabalığın azaltılması da sağlanabilir.
Ayrıca kanserin semptoma dayalı teşhisleri de bu dönemlerde daha önemli hale gelebilir. Özellikle GBM gibi beyin kanserleri, lenfoma, baş boyun ve özefagus kanserlerine özgü bariz semptomlar ile gelen hastalarda COVID-19 ile karışan semptomları nedeniyle teşhis için gerekli sinyaller alınmalıdır. Taramaların ertelenmesi, sonuncunda teşhisin gecikmesi halka ve birinci basamak sağlık hizmetlerine kanserin bekleyebildiği şeklinde yanlış bir mesaj vermiş olur. Pandemi gibi halkın sağlığının global etkilendiği bu gibi dönemlere kanserin erken teşhisini ilgilendiren tüm bileşenlerin aktif bir şekilde çalışması sağlanmalıdır. Çünkü tanının gecikmesi daha ileri evreli kanser hastaları ile karşılaşmamız ile sonuçlanır. Bu durum ile mücadele etmek erken evreli hastalara göre her açıdan daha zordur ve bütün bunların kısa ve uzun vadeli sonuçları olacağı aşikardır.
Sonuç Olarak Ne Söylemek İstersiniz?
COVID-19 pandemisinin zorunlu önlemleri kanser teşhisinin gecikmesine ve yeni tanı kanser vakalarının daha ileri evrede teşhis edilmesi ile sonuçlanmıştır. Genel olarak, küratif kanser tedavisi alan hastaların potansiyel enfeksiyonu riskine rağmen tedavilerine devam etmelerini öneren kılavuzlara kanserin teşhise dair tüm bileşenler de eklenmelidir.
Söyleşi : Yasemin Özçelik