Ayasofya: Bin Yıllara Tanıklık Eden Mimari Şaheser

Ayasofya: Bin Yıllara Tanıklık Eden Mimari Şaheser Dr. Cüneyt Yardımcı (TR) Bizans’ın Hagia Sophia’sından Osmanlı’nın Ayasofya’sına Bir İstanbul İkonu… Ayasofya: Bin Yıllara Tanıklık Eden Mimari Şaheser (Görselin Kaynağı) Ücretli bir Medium üyelik planı olmayan okuyucular makalenin tamamına bu bağlantıdan erişebilir… Ayasofya ya da Eski Yunanca ifadesi ile Hagia Sophia Türkiye’nin en tanınmış mimari yapılardan bir tanesi… Her..

Ayasofya: Bin Yıllara Tanıklık Eden Mimari Şaheser
Tarih : Okunma : 13 Defa Okundu... Yorum Yap

Ayasofya: Bin Yıllara Tanıklık Eden Mimari Şaheser

Bizans’ın Hagia Sophia’sından Osmanlı’nın Ayasofya’sına Bir İstanbul İkonu…

Ayasofya’nın tarihi, Bizans döneminden günümüze uzanıyor. İstanbul’un ikonik yapısı olan Hagia Sophia, İmparator Justinianus döneminde inşa edilmiş ve mimari bir şaheser olarak kabul edilir
Ayasofya: Bin Yıllara Tanıklık Eden Mimari Şaheser (Görselin Kaynağı)

Ücretli bir Medium üyelik planı olmayan okuyucular makalenin tamamına bu bağlantıdan erişebilir…

Ayasofya ya da Eski Yunanca ifadesi ile Hagia Sophia Türkiye’nin en tanınmış mimari yapılardan bir tanesi…

Her ne kadar Ayasofya denildiğinde bizler yekpare tek binayı algılıyor olsak da esasen yıkımları takiben yeniden inşa edilmiş üç Ayasofya vardır.

Bu yazıda, Prof. Dr. İlber Ortaylı ’nın “Osmanlı ’yı Yeniden Keşfetmek” kitabından birtakım alıntılara ek olarak farklı kaynaklardan derlediğim Ayasofya- Hagia Sophia kelimelerinin köken incelemesini ve üç ayrı ibadethanenin ilgi çekici tarihini bulacaksınız.

Aya- Hagia Kelimesinin Kökeni

Ortodoks Hıristiyanlar, ermişlerini adlarının başına “Hagia” unvanı ekleyerek anarlar.

Buna bağlı olarak Ortodoks kiliselerinin çoğu da ermişlerden birine adanmıştır.

Örneğin Aya Irini (Azize lrini, Hagia Eirene) kilisesi, İstanbuľ ’da Büyükada ’nın tepesindeki Aya Yorgi manastırı gibi…

Bazen de Hıristiyanlık kavramlarından biriyle adlandırılır kilise, manastır gibi kutsal yerler; tıpkı Hagia Sophia gibi…

Ayasofya — Hagia Sophia

Ayasofya ya da Hagia Sophia, “kutsal bilgelik, ilahi hikmet” demektir.

En genel anlamıyla, kusursuz bilgeliğin sadece Tanrı’ya özgü olduğu fikrini dile getirir.

Ortodoks öğretisine göre Hz. İsa ’nın “logos” ‘u (sözü, kelamı) Tanrı’nın “sophia” ‘sıyla (bilgisi, hikmetiyle) özdeştir.

Bu nedenle, Hagia Sophia ’nın Hıristiyanlık üçlemesinin (Baba-Oğul-Kutsal Ruh) üçüncü ögesine de (İngilizcede Holy Ghost, Holy Spirit) denk düşen bir anlamı var.

Kısacası Ayasofya- Hagi Sophia kadim bir Hristiyanlık terimidir.

Yunanca “Hagia” ‘nın Latin dillerindeki karşılığı ise “Saint”; Katolik ve Protestan dünyasında ermişler bu unvanla anılır.

Hatta, bazı Batlılılar bu kutsal mekânı “Saint Sophia” diye de anarlar.

Ayasofya’nın tarihi, Bizans döneminden günümüze uzanıyor. İstanbul’un ikonik yapısı olan Hagia Sophia, İmparator Justinianus döneminde inşa edilmiş ve mimari bir şaheser olarak kabul edilir
Ayasofya: Bin Yıllara Tanıklık Eden Mimari Şaheser (Görselin Kaynağı)

Ayazma

“Hagia” ’lı bir kelime daha var: “ayiasma”, yani “ayazma”

Ayazma kutsal şifalı su, kaynak, çeşme demek. İstanbul ’da sadece Rum Ortodoks kiliselerinde ve manastırlarında bulunur; ancak bazı Ermeni kiliselerinde de ayazmalara rastlanır.

Lakin bu başlangıçta Rum kilisesi olduğu halde, o semtte Ermeni kilisesi bulunmadığı için padişahın emriyle Rumlardan alınıp Ermenilere verilmesi nedeniyledir.

Ayazmaların her birinin birer menkıbesi vardır. Anadolu ’da da bazı ayazmalar bulunmakla birlikte bu yapılar daha çok İstanbul ’a özgüdür.

Suyunun şifalı olduğuna inanıldığı için Ayazmalı kiliseleri her dinden, her mezhepten insanlar ziyaret eder, suyunu içer.

Hagia

“Hagia, hagios”, İstanbul ’un bir köyünün eski adında da kullanılmıştır.

Bugünkü Yeşilköy semtinin eski adı olan “Ayastefanos” esasen “Ermiş Stephanos” ’un adını taşıyordu.

Bu semtteki büyük bir Latin Katolik kilisesinin adı köyün adından dolayı “Ayios Stefanos”; yine bir Ermeni kilisesinin de “Surp Stefanos”

Çünkü Ermenicede “Surp” kelimesi “aziz, ermiş, kutsal” anlamına gelir.

Ayasofya’nın tarihi, Bizans döneminden günümüze uzanıyor. İstanbul’un ikonik yapısı olan Hagia Sophia, İmparator Justinianus döneminde inşa edilmiş ve mimari bir şaheser olarak kabul edilir
Ayasofya: Bin Yıllara Tanıklık Eden Mimari Şaheser (Görselin Kaynağı)

Esasen Üç Ayasofya — Hagia Sophia Var

Altıncı asır ortasında Miletli ve Aydınlı iki mimar “Anthemios” ve “İsidor” yanan bir kilisenin yerine bugünkü bildiğimiz büyük mabedi, büyük kiliseyi inşa ettiler.

Birinci Ayasofya:

Birinci Ayasofya Kilisesi’nin inşaatı Büyük Konstantin (Bizans’ın ilk imparatoru I. Constantinus) tarafından başlattırılmıştır.

337 ile 361 yılları arasında tahtta olan Büyük Konstantin ’in oğlu II. Constantius tarafından tamamlanmış ve ilk kilisenin açılışı 15 Şubat 360 tarihinde II. Constantius tarafından gerçekleştirilmiştir.

İkinci Ayasofya:

İlk kilisenin isyanlar sırasında yakılıp yıkılmasından sonra, İmparator II. Theodosius bugünkü Ayasofya ’nın bulunduğu yere ikinci bir kilisenin inşa edilmesi emrini verir ve ikinci Ayasofya’nın açılışı10 Ekim 415’te gerçekleşir.

Üçüncü Ayasofya:

İkinci kilisenin 23 Şubat 532’ de yıkımından birkaç gün sonra İmparator I. Justinianus öncekinden tümüyle farklı, daha büyük ve kendisinden önce gelen imparatorların yaptırdıkları kiliselerden çok daha heybetli bir kilise inşa ettirmeye karar verir.

Justinianus, yeni mabedin inşasında görev alacak mimarlar olarak fizikçi Miletli İsidoros ile matematikçi Trallesli Anthemius’ u görevlendirir.

Ayasofya Hakkında İlber Ortaylı Yorumu

İlber Ortaylı “Osmanlı’yı Yeniden Keşfetmek” kitabında İstanbul tarihini o kadar güzel anlatıyor ki; her zamanki gibi kendine has üslup ve pek tabii ki her yerden öğrenemeyeceğiniz özgün içeriklerle…

Mutlaka okumanızı öneririm; dinlemek isteyenler de Storytel bağlantısına buradan ulaşabilirler.

İlber Hoca’nın kitabında Ayasofya ile ilgili yorumu:

“Vakıa, bu mabet belki, 16. asırda Sinan’ın önemli destek ve yenilemesi olmasa Ayasofya günümüze zor uzanırdı. Ama, beşeriyet ilk defa kubbeyi sütunlar ve kemerler üzerine bina etmeyi becerdi ve bir daha bunu bırakın başka milletler, Bizans halkının, Romanlıların kendileri dahi geliştiremediler.

16. ve 17. asırda Osmanlı başkentini süsleyen büyük mabetlerin yapımına kadar Ayasofya’yı geçecek ne bir yükseklik ne de kubbe genişliği söz konusu olmuştur.”

İlk yorumu siz yazın

betnis giriş
betnis
yakabet giriş