DAHA SONRA BAŞKA BİR EVE TAŞINDIK ( bölüm 3 ) YAZININ DEVAMI BÖLÜM 3 DAHA SONRA BAŞKA BİR EVE TAŞINDIK NECATİ DİLİNİN ARŞİVİNDEN Daha sonraları başka bir eve taşındık. Ev tahta dan yapılmıştı Üç katlıydı Birinci katta amcam ortada biz üs kat tada başka bir komşumuz vardı. Evin tahta duvarlarında işlemeli nakkaş lar vardı. Harika..
BÖLÜM 3 DAHA SONRA BAŞKA BİR EVE TAŞINDIK NECATİ DİLİNİN ARŞİVİNDEN Daha sonraları başka bir eve taşındık. Ev tahta dan yapılmıştı Üç katlıydı Birinci katta amcam ortada biz üs kat tada başka bir komşumuz vardı. Evin tahta duvarlarında işlemeli nakkaş lar vardı. Harika görüntü vardı Deniz kenarında dalgalar evin duvarlarını yalardı. Önü çakıl taşları doluydu. […]
DAHA SONRA BAŞKA BİR EVE TAŞINDIK
NECATİ DİLİNİN ARŞİVİNDEN
Daha sonraları başka bir eve taşındık. Ev tahta dan yapılmıştı Üç katlıydı Birinci katta amcam ortada biz üs kat tada başka bir komşumuz vardı. Evin tahta duvarlarında işlemeli nakkaş lar vardı. Harika görüntü vardı Deniz kenarında dalgalar evin duvarlarını yalardı. Önü çakıl taşları doluydu. Sahilden, Reşadiye mahallesine yaya gidilirdi yan tarafımızda Buz hane vardı. Onun yanında o zamanki ismiyle Reşadiye İlkokulu. Önümüz denizdi orada denize girerdik. Uzunca bir sahili vardı vardı. Koy biçimindeydi bütün sahili kumluklarla doluydu. Reşadiye mahallesinde balıkçılıkla uğrasan insanlar vardı erkenden kalkar balık avına çıkardılar. Balık dönüşünden sonra, Kayıklar temizlenir, ağlar toplanır, balıklar ayıklandıktan sonra balıkları ağaçtan kopardıkları yapraklara dizer, Omuzlarına değnek sağdan, soldan aşağıya doğru uzanan askıda balıklar bulunurdu. Öylece satmaya gidenlerde olurdu. Kayıkların yanına gelip de balık alanlarda vardı.
ANNEM: HİDAYET DİLİ SOL ALTTAN: AYNUR DİLİ ( GELİNİMİZ )ASUMAN DİLİ DEMİR ( KIZKARDEŞİM ) KÜÇÜK KIZ HİDAYET DİLİ ( KIZIM )
Ziraat yolunda ve Emin ettin mahallesi yolunda, her iki yönde bayır kısmında tahta arabalardan kayardık yanda da bir tahtadan bir freni vardı. Marangoz büyüklerimize tahtadan tekerlek yaptırırdık. Hazır yoksa hemen oracıkta yapıp bizlere verirdiler Ücret almazdılar çok sevinirdik. Oda olmadı mı tamirhanelerden çıkma bilyeler alırdık.. Tekerleklere takardık onlara bilyeli arabalar derdik.
Bir dip not daha düşmen gerekir. Şöyle ki: yukarılarda belirtmiştim Evde su teşkilatı yoktu. Taşıma ile taşırdık içme, yemek için temizlik içi kullanılırdı. Fakat fazla çamaşır oldu mu, doğru dere kenarına ellerde tokmak çamaşırları döverdiler. Kiri daha iyi çıksın diye.
DENİZ KENARINDA EVDE OTURURDUK
Dalga balkonun dibine vururdu. Balkonun dip tarafı çakıl taşlıklı sahildi. Reşadiye camisinin ön tarafı tamamen kumlu sahildi.
Reşadiye mahallesine oturanlar ekseriyette balıkçılıkla uğraşırdılar. Kayıklarda sahillerde çok vardı.
Üç katlı tahta evde uzun sene kaldık. Önümüzde düz bir bahçe vardı. Bizden büyük o zamanki abiler orada futbol oynardılar. Daha sonraları bizlerde orada top oynamaya başladık. Bana gelince o yaşlarda forvet oynamaya çalışırdık. O evinde suyu ve elektrik yoktu. Aynı şekilde aydınlatma yapardı rahmetli annem. Ara sıra gaz lambasının camını çıkartıp siler parlatırdı. Zira gaz yağından yandığı için çamları tez sis olurdu. Suyumu? Derenin kenarında tamirhane vardı. Oradan güğümlerle su taşırdık.
Gaz ocağından sonra teneke soba aldık. O zamanlar sobada talaş yani yonca yakardık. Boş zamanlarımızda amcaoğlu ile eve talaş taşır yığardık. Annemin demirden ütüsü vardı. Sobadan odun kömürü koyar ütü ısınırdı. Annemde elbiselerimizi öyle ütülerdi. Sabahları çokça hamsi haşlaması yerdik. Sobanın üzerinde tencerede yahut tavada suda haşla ye. Ama ne leziz olurdu. Tadına doyulmazdı
’