3-9 Eylül Halk Sağlığı Haftas

3-9 Eylül Halk Sağlığı Haftası Ülkemizde her 3-9 Eylül tarihleri ‘’Halk Sağlığı Haftası’’ olarak kutlanmaktadır. Bu haftanın amacı halk sağlığının ve koruyucu sağlık hizmetlerinin önemini vurgulamak ve yürütülen çalışmaları daha görünür kılmaktadır. Halk Sağlığı Hizmetleri, yenidoğan okul öncesi okul çağı aşı programları, gebe izlemleri, kanser taramaları (rahim ağzı kanseri 30-65 yaş arası, meme kanseri 40-69..

Tarih : Okunma : 17 Defa Okundu... Yorum Yap

3-9 Eylül Halk Sağlığı Haftası

Ülkemizde her 3-9 Eylül tarihleri ‘’Halk Sağlığı Haftası’’ olarak kutlanmaktadır. Bu haftanın amacı halk sağlığının ve koruyucu sağlık hizmetlerinin önemini vurgulamak ve yürütülen çalışmaları daha görünür kılmaktadır. Halk Sağlığı Hizmetleri, yenidoğan okul öncesi okul çağı aşı programları, gebe izlemleri, kanser taramaları (rahim ağzı kanseri 30-65 yaş arası, meme kanseri 40-69 yaş arası, kalın barsak kanseri 50-70 yaş arası) sağlıklı beslenme, obezite, bağımlılıkla mücadele, sağlıklı yaşam çalışmaları, verem savaş, kronik hastalıkların (diabet ,kalp hastalıkları, hipertansiyon, böbrek hastalıkları,solunum yolu hastalıkları) önlenmesi , bulaşıcı hastalıklarla mücadele ve birçok koruyucu uygulamalar pandemi döneminde de devam etmektedir. Tüm bu hizmetler Aile Hekimliği, Toplum Sağlığı Merkezleri, Entegre Hastaneler, Sağlıklı Yaşam Merkezleri, KETEM tarafından verilmektedir.

Birinci basamak sağlık hizmetleri olarak da adlandırılan Halk Sağlığı Hizmetlerinin temel amacı, koruyucu sağlık hizmetlerini ülke genelinde yaygın, etkili ve gereken kalite düzeyinde sürdürmektir. Böylece insanımızın sağlığını korumayı ve geliştirmeyi hedeflemekteyiz.

2020 yılında Halk Sağlığı Haftasının teması çocukluk çağı taramaları olarak belirlenmiştir.

Çocukların sağlık ve gelişimini izlemek, desteklemek çocukların yaşam kalitesini iyileştirir ve bebek ve çocuk yaşatmaya yönelik programları önemli ölçüde güçlendirir, bebek ve çocuk ölümlülüğünün oranını düşürmeye yardımcı olurlar. İnsana yapılan yatırımın geri dönüşü ile ilgili yaptığı hesaplamalarda, en yüksek getirili yatırımın, erken yıllardaki beyin gelişimine yapılan yatırım olduğu gösterilmiştir. Biyolojik, psikososyal ve gelişimsel problemlerin tanı, tedavi ve rehabilitasyonuna yönelik önemli hizmetler sunan tek sistem, sağlık sistemidir. Bu amaçla yürütülen çalışmalardan birisi de çocuk izlemleridir. Çocuk izlemlerinde temel öngörü, hastalık ortaya çıktıktan sonra iyileştirmek için uğraşmak yerine, hastalığa zemin hazırlayan koşulların önceden tespit edilerek önlenmesidir. Bu hem daha sağlıklı, hem de daha ekonomik bir yaklaşımdır. Çocukluk çağı taramaları bu kapsamda sunulan en temel koruyucu sağlık hizmetleridir ve yenidoğan döneminden başlayarak çocuk izlemleri ücretsiz sunulmaktadır.

Topuk Kanı Taraması-Yenidoğan Metabolik ve Endokrin Hastalık Taraması: Doğan her bebeğin Fenilketonüri, Konjenital Hipotiroidi, Kistik Fibrozis ve Biyotinidaz Eksikliği yönünden taranması önemlidir. Çünkü bu taramalar sayesinde, bu hastalıklar nedeniyle oluşabilecek, geri dönüşümü olmayan hasarlar engellenebilmekte veya etkileri azaltılabilmektedir.. Topuk kanı taraması sayesinde her yıl 5000’in üzerinde bebeğimiz hastalık belirtileri ortaya çıkmadan saptanmaktadır. sahiptir. Sadece topuğundan alınacak birkaç damla kan ile çocuklarımızın hayata sağlıklı başlamasını sağlayabiliriz.

Yenidoğan İşitme Taramaları: İşitme kayıpları, çocuğun o lisana özgü sesleri oluşturarak konuşmasını geciktiren ve bozan en önemli faktördür. İşitme kaybı ile doğan ya da doğumdan sonra (yenidoğan ya da süt çocukluğu çağında) işitme kaybına neden olabilecek bir travma, hastalık veya ilaca maruz kalan çocukların, eğer işitme kaybı vaktinde teşhis edilmez ve rehabilitasyon programlarına alınmazlarsa, psikolojik ve sosyal gelişmeleri yetersiz olur ve ilerleyen yıllarda eğitim ve sosyal uyum açısından, yaş ve zekaca eşitleri olan çocuklardan geri kalırlar. Yapılan araştırmalar işitme kaybının saptanması bakımından en kritik dönemin “yeni doğan dönemi” olduğunu ortaya koymaktadır.. Bebekler hayatının ilk iki yılında beden ve zihin yönünden hızlı bir gelişim dönemi yaşarlar. İnsanlarda kullanacakları dilin temeli; o dile özgü

seslerin işitilmesi ve konuşmaların dinlenmesiyle oluşur. İşitme engeli ile doğan, bu engeli fark edilmeyen bebeğin dil gelişimi durur ve bununla birlikte zihinsel, sosyal ve ruhsal gelişimi yavaşlar. Erken teşhis konup ve erken rehabilite edilen bebeklerin dil gelişimine paralel olarak; zihinsel sosyal ve ruhsal gelişimleri de olumlu yönde etkilenir.

Bebeğin doğduğu ilk günlerde uygulanabilen; basit, ucuz ve uygulaması çok kolay testler ile yenidoğan döneminde işitme engeli teşhis edilebilmektedir.

Çocukluk Çağı Görme Taramaları: Okul öncesi ve okul çağı çocuklarda sık görülen görme kusurlarına yönelik tarama çalışmalarının da bu programlara eklenmesine karar verilmiştir. Görmenin normal gelişimini engelleyecek risk etmenlerini saptamak ve yetersiz görmesi olan bebek ve çocukları erken dönemde tanımak için tarama yapılıyor. Çocuklarda yapılacak görme taramaları ile tanınabilen hastalıkların başında; şaşılık, kırma kusurları, katarakt ya da göz tembelliği gelmektedir. Gözlerde veya görme yollarında bilinen bir sorun olmamasına rağmen, görme keskinliğindeki azalmadır. Göz tembelliği, her iki gözde de görülebilir ve görme azlığının önlenebilir bir nedenidir. Görme gelişimi için önemli olan 0-7 yaştır, göz tembelliği bu dönemde gelişebilir. Göz tembelliği, tanı konduğunda tedavisi mümkün bir görme problemidir. 0-3ay bebekler, 36-48 aylık çocuklara ve okul çağı çocuklara (ilkokul 1. sınıflara) Görme Taraması Programı başlatılmıştır. Görme taraması için aile hekiminize başvurunuz.. Bebek ya da çocuklara zarar ya da acı veren uygulamalar değildir.

Gelişimsel Kalça Displazisi Taraması: Halk arasında doğumsal kalça çıkığı olarak ta bilinen Gelişimsel kalça displazisi (GKD), kalçayı oluşturan yapıların anne karnında oluşumları sırasında normal olmalarına karşın, çeşitli nedenlerle sonradan yapısal bozulma gösterdiği dinamik bir hastalıktır. GKD önlenebilir bir sakatlık nedenidir.Doğum sonrası bebeklerin ayaklarından tutularak baş aşağı sallanması, kundaklanması veya beşiğe bağlanması, sıkı sıkıya ayakları düz bir biçimde bağlanması da kalçanın çıkmasına neden olabilir. Ülkemizde sıkça yapılan kundak uygulaması GKD için önemli bir risk faktörüdür. Bebek 1 aylık olunca fizik muayenesinin yapılması için aile hekimine götürülmesi, risk faktörü taşıyan veya muayenede GKD açısından şüpheli görülen bebeğin ortopedi uzmanına yönlendirilerek gerektiğinde radyolog tarafından da 4-6 haftada kalça ultrasonu ile değerlendirilmesi erken tanı ve tedavi için önemlidir. Tedavi geciktikçe kullanılacak yöntemler daha zor ve kalıcı sakatlık riski daha yüksek olmaktadır. Kültürel olarak önemli bir sorun olan kundak uygulaması yönünden aileler eğitilmeli, bu uygulamanın zararları konusunda bilinçlendirilmelidir. Ayrıca bebeğin doğru taşınması, uygun kıyafet seçimi, bol ara bezi uygulanması korunmada önemli noktalardır. Bebek, kalça ve dizlerinin serbest hareketine izin verecek şekilde bezlenmelidir. Bezin bağlanma yeri kalça hareketini engellememeli, göbek hizasından bağlanmalı, kasıklar açıkta kalmalı ve kalçanın bükülmesine izin vermelidir.

Yukarıda anılan tüm bu hizmetler, çocuğunuzun sağlıklı bir geleceğe sahip olabilmesi yönünden son derece önemli olup içinde bulunduğumuz COVİD-19 pandemisi sürecinde de hassasiyetle üstünde durulmalıdır.

Maske, sosyal mesafe, hijyen olmazsa olmazımızdır

İlk yorumu siz yazın

betnis giriş
betnis
yakabet giriş